Işık Kansu: Vicdan Kararı mı, Cüzdan Kararı mı?

 
Işık Kansu: Vicdan Kararı mı, Cüzdan Kararı mı? Işık Kansu: Vicdan Kararı mı, Cüzdan Kararı mı?

TUTARLILIK GEREKCHP, geçen yıl yaşanan depremle ilgili olarak iktidarı, yetkililerinin sorumluluklarını yerine getirmemekle suçluyor. ”DEM’in büyük kentlerde aday çıkarma kararının, şimdiye değin yalanlanmayan bu pazarlığın sonucu olduğunu bilmeyen kalmadı. Yargıtay 3. Dairesi, geçen kasım ayının başında Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin hükmüne uymamayı karar altına aldı.  Karara konu olan dosya, Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda değişiklik yapılarak ek tazminatın hesaplanmasında Yargıtay ve Danıştay üyeleri için (40. ",. Selahattin Demirtaş da kendisini cezaevinde ziyaret eden Sırrı Sakık’a “DEM Parti kimsenin payandası değil” demiş. Aradan yaklaşık bir ay geçti. O halde çuvaldızı kendisine de batırmalı.  Anayasa Mahkemesi kararında, bu durumun, adli ve idari yargı sisteminde yer alan mahkemeler arasında yargı hizmetinin yerine getirilmesinde huzursuzluk ve kırgınlığa neden olacak, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin birinci sınıf yargıç ve savcılardan tamamen farklı bir statüde olması sonucunu doğuracak nitelikte olduğu vurgulanmıştı. PAYANDALIK KİME?DEM milletvekili Sırrı Sakık, “İki seçimdir CHP’nin adaylarına oy verdik ama bize yapılan antidemokratik saldırılara karşı güçlü bir destek göremedik” açıklamasını yaptı. Yani, kararı alan Yargıtay üyeleri açısından vicdan söz konusu değildi. Anayasa Mahkemesi, geçen ekim ayının ortalarında Yargıtay ve Danıştay üyelerinin aylıklarını yakından ilgilendiren bir karar verdi. Dairesi’nin kararı, Gezi direnişinden hınç almayı öngören Saray’daki AKP’linin etkisi altında verilmişti. Cezaevlerinde bulunan ve siyasi kadroların çoğunlukta olduğu 15 bini aşkın tutuklu serbest bırakılacak. 000) gösterge rakamı öngörülerek, özellikle birinci sınıf yargıç ve savcılar aleyhine önemli ölçüde gelir farkı yaratılması üzerineydi. Kobani davası, yargılananlar açısından olumlu sonuçlandırılacak.  Bu da demektir ki DEM’in temsil ettiği etnikçi siyasi hareket, bu kez AKP’ye payanda olma peşindedir. “Anayasada güvence altına alınan ‘hâkimlik teminatı’ bakımından farklılıkları bulunmayan birinci sınıf hâkim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasında çalışma barışını bozacak düzeyde olup söz konusu farklılığın makul ve orantılı olduğu söylenemez” görüşüne varılarak ve ilgili yasa değişikliği anayasaya aykırı bulunarak oyçokluğu ile iptal edilmişti. Ne büyük rastlantı değil mi?Kamuoyunda yapılan bir bölüm yorumlara bakılırsa, Yargıtay 3. 000), diğer tüm yargıç ve savcılar için ise (15. Hatay’da Lütfü Savaş’ın hiç mi suçu yok da yeniden aday gösteriliyor?CHP, tutarlıysa, bu adaylığı yeniden gözden geçirir.  Geçen hafta bu köşeden, DEM’in temsil ettiği etnikçi siyasi hareketin yakındığı antidemokratik uygulamalardan sorumlu olan Saray yönetimiyle yürüttüğü gizli görüşmelerde ele alınmış kimi önerileri sıralamıştık:“AKP’ye destek olacak adımlar atılması karşılığında Selahattin Demirtaş cezaevinden çıkarılacak. Eski Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun’un ifadesiyle, Yargıtay üyelerinin “cüzdanı”nı olumsuz etkileyen bu karar, Anayasa Mahkemesi’nce 11 Ekim’de verilmişti.

Işık Kansu: Vicdan Kararı mı, Cüzdan Kararı mı?

Yargıtay 3. Yani, kararı alan Yargıtay üyeleri açısından vicdan söz konusu değildi. Dairesi, geçen kasım ayının başında Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin hükmüne uymamayı karar altına aldı. O halde çuvaldızı kendisine de batırmalı. Cezaevlerinde bulunan ve siyasi kadroların çoğunlukta olduğu 15 bini aşkın tutuklu serbest bırakılacak. Selahattin Demirtaş da kendisini cezaevinde ziyaret eden Sırrı Sakık’a “DEM Parti kimsenin payandası değil” demiş. Dairesi’nin kararı, Gezi direnişinden hınç almayı öngören Saray’daki AKP’linin etkisi altında verilmişti.  Geçen hafta bu köşeden, DEM’in temsil ettiği etnikçi siyasi hareketin yakındığı antidemokratik uygulamalardan sorumlu olan Saray yönetimiyle yürüttüğü gizli görüşmelerde ele alınmış kimi önerileri sıralamıştık:“AKP’ye destek olacak adımlar atılması karşılığında Selahattin Demirtaş cezaevinden çıkarılacak. Anayasa Mahkemesi, geçen ekim ayının ortalarında Yargıtay ve Danıştay üyelerinin aylıklarını yakından ilgilendiren bir karar verdi. Ne büyük rastlantı değil mi?Kamuoyunda yapılan bir bölüm yorumlara bakılırsa, Yargıtay 3. “Anayasada güvence altına alınan ‘hâkimlik teminatı’ bakımından farklılıkları bulunmayan birinci sınıf hâkim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasında çalışma barışını bozacak düzeyde olup söz konusu farklılığın makul ve orantılı olduğu söylenemez” görüşüne varılarak ve ilgili yasa değişikliği anayasaya aykırı bulunarak oyçokluğu ile iptal edilmişti. Kobani davası, yargılananlar açısından olumlu sonuçlandırılacak. ”DEM’in büyük kentlerde aday çıkarma kararının, şimdiye değin yalanlanmayan bu pazarlığın sonucu olduğunu bilmeyen kalmadı.  Anayasa Mahkemesi kararında, bu durumun, adli ve idari yargı sisteminde yer alan mahkemeler arasında yargı hizmetinin yerine getirilmesinde huzursuzluk ve kırgınlığa neden olacak, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin birinci sınıf yargıç ve savcılardan tamamen farklı bir statüde olması sonucunu doğuracak nitelikte olduğu vurgulanmıştı. Aradan yaklaşık bir ay geçti. ",. Eski Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun’un ifadesiyle, Yargıtay üyelerinin “cüzdanı”nı olumsuz etkileyen bu karar, Anayasa Mahkemesi’nce 11 Ekim’de verilmişti. PAYANDALIK KİME?DEM milletvekili Sırrı Sakık, “İki seçimdir CHP’nin adaylarına oy verdik ama bize yapılan antidemokratik saldırılara karşı güçlü bir destek göremedik” açıklamasını yaptı.  Karara konu olan dosya, Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda değişiklik yapılarak ek tazminatın hesaplanmasında Yargıtay ve Danıştay üyeleri için (40. TUTARLILIK GEREKCHP, geçen yıl yaşanan depremle ilgili olarak iktidarı, yetkililerinin sorumluluklarını yerine getirmemekle suçluyor. 000), diğer tüm yargıç ve savcılar için ise (15. Hatay’da Lütfü Savaş’ın hiç mi suçu yok da yeniden aday gösteriliyor?CHP, tutarlıysa, bu adaylığı yeniden gözden geçirir. 000) gösterge rakamı öngörülerek, özellikle birinci sınıf yargıç ve savcılar aleyhine önemli ölçüde gelir farkı yaratılması üzerineydi.  Bu da demektir ki DEM’in temsil ettiği etnikçi siyasi hareket, bu kez AKP’ye payanda olma peşindedir.